11 Ocak 2012 Çarşamba

Sertifika Sevdası

     Son zamanlarda üniversite gençliğinde sertifika sevdası denen bir hastalık zuhur etti. Öncelikle bu hastalığın ne olduğunu görelim. Bu sertifika denen obje üniversitelerde kulüplerin veya sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği seminerlerde verilen çok cafcaflı bir kâğıt parçasıdır(!). Aslında kağıt parçası deyip geçmemek lazım zira o kadar etkili bir kağıt parçası ki sertifika verilmeyen, gerçekten işe yarar programlar sadece bu sebepten dolayı üniversite gençliği arasında tercih edilmiyor. Ama gel gör ki hiçbir işe yaramayan, sadece etkinlik yapmış olmak için yapılan programlar, verilen sertifikalar sebebiyle tercih sebebi oluyor. O kadar ki salonlar dolup  taşıyor. Birde o kadar ilgi çekici bir şekilde sunuyorlar ki o kağıt parçasını o programa gitmeyip o sertifikayı almasa ömrünün yarısı boşa gidecek zannediyor üniversiteli arkadaşım. Normalde ders programında olan sabah dersine kalkıpta gitmeyen arkadaş, sabahın köründe sertifikalı program var desen Apple tarikatına bağlı müritler gibi salonların önünde sabahlayacaklar. Halbuki program program koşup topladıkları o sertifikalar hiçbir işe yaramayacak. Bu güne kadar kimse de söylememiş onlara bu durumu. İşe başlayınca CV lerine yazacaklar bu sertifikalarını ama kimse dönüpte bakmayacak o kağıt parçalarına. Zira o kağıt parçalarının herhangi bir geçerliliği yok. Hemen şimdi matbaaya gidip kendinize düzinelerce yaptırabilirsiniz. Ama arkadaşımız zannediyor ki ne kadar çok sertifika toplarsam işe girmem o kadar kolaylaşır. Yok öyle bir dünya maalesef...
     Burada bu programları düzenleyenlerin yaptıkları bir alicengiz oyununuda aktarmak istiyorum. Başıma geldiği için biliyorum. Bende bir zamanlar bu sevdaya kendini kaptırabilecek potansiyel bir kurbandım. Bir gün sertifikalı bir programa katıldım. Tanıtım broşüründe programın ücretsiz ve sertifikalı olduğu büyük puntolarla yazıyordu. Bende hem boş vaktimi değerlendirmek hem de ilk sertifikama sahip olmak için gittim programa. Program oldu bitti çıkışta sertifikaların 1 hafta sonra dağıtılacağı anonsu yapıldı. Bir hafta sonra sertifikayı almaya gittiğimde oradaki görevli arkadaşla program hakkında üç beş cümle konuştuk. Sertifikayı almak istediğimde ise arkadaş benden 5 TL ücret talep etti. Şaşırdım çünkü broşürde ücretsiz olduğu yazıyordu.  Bu belirttim kendisine ama işin rengi başkaymış. Kulüp üyesi olanlara ücretsiz olarak veriyorlarmış sertifikayı. Tamam, o zaman bende üye olayım dedim. Bu sefer de 20 TL üyelik ücreti istediler ve bundan sonra alacağım sertifikaların ve katılacağım etkinliklerin ücretsiz olacağını da belirttiler. Bunları duyunca aklımdan geçenleri söylemek istemiyorum zira anlaşılmıştır herhalde. Biraz daha kalırsam borçlu çıkacağım düşüncesiyle teşekkür ederek hızlıca ayrıldım oradan. Görüldüğü üzere bu işi ticarete dökmüşler. Bizim gariban üniversiteli genç arkadaşımızda koşa koşa gidiyor o programlara. Tabii düzenleyiciler de bu durumu bildiklerinden her hafta en az bir program düzenliyorlar. Tüm bunlardan sonra bu işi ciddi bir şekilde yapan ve verdikleri sertifikaların gerçekten bir geçerliliği olanlar bu anlattıklarımdan muaflar tabii ki. Zira onların verdikleri eğitimler ve sertifikalar bir ihtiyaca binaen veriliyor ve ücretleri de bir hayli yüksek. 
     Bu yazıyı yazmama sebep olan olayda bir akrabamın bana böyle bir programa katılacağını ballandırarak anlatmasıdır. Ama onun katılacağı paket program olarak tabir edilen 8-10 farklı seminerin ve sertifikanın verileceği bir program. Ücreti de sadece 80 TL (cik). Neden bu programa katılmak istediğini sorduğumda bana verdiği cevap benim anlattıklarımın ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. Aynen şöyle dedi: “İlerde belki lazım olur dursun bir kenarda.” Bu sözü duyunca sinirlerim zıpladı derler ya aynen öyle oldu bana da. Yukarıda yazdıklarımı ona da anlattım ve uzun çabalarım sonucunda vazgeçirmeyi başardım. Çok mutluyum ve bu yaptığımdan hiç pişman değilim…
(NOT: Kulüpçülük yapan arkadaşlarım alınmasınlar yazdıklarımdan zira bunlar gerçek maalesef... Gerçekler acıdır her zaman...)

1 yorum:

Mehmet Yerliyurt dedi ki...

Saygıdeğer İbrahim arkadaşım, öncelikle bu konu hakkında söylediklerine katılıyorum ve bu konunun diğer arkadaşlarında bilgilenmesi şart. Benim başımdan geçen olaylarda senin düşüncelerini destekleyecek nitelikte. Ben 3 adet sertifika aldım ve hiçbirine para vermedim bu çok güzel işin ilginç yanı ise seminerin 2008 yılında yapılmış olması , yani ben üniversiteyi kazanmadan 1 sene önce.Bu nasıl oluyor diyeceksin:Eğer semineri düzenleyen kulüp başkanı ev arkadaşın olursa ve aranızda iyi ise hiç sıkıntı çekmeden ve para harcamadan sertifika sahibi olabiliyorsun. Birde seminer sonunda sınav yapıyorlar ve ben sınav sorularını yetkili mecralardan aldığım gibi birkaç arkadaşa daha dağıtımına vesile oldum. Bu konuda övünmüyorum fakat böyle programların yapılmasını da doğru bulmuyorum çünkü amaçlarını yerine getiremediği gibi insanların bazı zaaflarını kullanarak onların mağdur olmalarına sebep oluyor.
Sonuç olarak çok güzel bir konuya değinmişsin ve büyük bir ihtimalle Türkiyenin hemen hemen her üniversitesinde bu düzen ne yazıkki var.
Teşekkür ediyorum.