Burada bu
programları düzenleyenlerin yaptıkları bir alicengiz oyununuda aktarmak
istiyorum. Başıma geldiği için biliyorum. Bende bir zamanlar bu sevdaya kendini
kaptırabilecek potansiyel bir kurbandım. Bir gün sertifikalı bir programa
katıldım. Tanıtım broşüründe programın ücretsiz ve sertifikalı olduğu büyük
puntolarla yazıyordu. Bende hem boş vaktimi değerlendirmek hem de ilk
sertifikama sahip olmak için gittim programa. Program oldu bitti çıkışta
sertifikaların 1 hafta sonra dağıtılacağı anonsu yapıldı. Bir hafta sonra sertifikayı
almaya gittiğimde oradaki görevli arkadaşla program hakkında üç beş cümle
konuştuk. Sertifikayı almak istediğimde ise arkadaş benden 5 TL ücret talep
etti. Şaşırdım çünkü broşürde ücretsiz olduğu yazıyordu. Bu belirttim kendisine ama işin rengi başkaymış.
Kulüp üyesi olanlara ücretsiz olarak veriyorlarmış sertifikayı. Tamam, o zaman
bende üye olayım dedim. Bu sefer de 20 TL üyelik ücreti istediler ve bundan
sonra alacağım sertifikaların ve katılacağım etkinliklerin ücretsiz olacağını
da belirttiler. Bunları duyunca aklımdan geçenleri söylemek istemiyorum zira
anlaşılmıştır herhalde. Biraz daha kalırsam borçlu çıkacağım düşüncesiyle
teşekkür ederek hızlıca ayrıldım oradan. Görüldüğü üzere bu işi
ticarete dökmüşler. Bizim gariban üniversiteli genç arkadaşımızda koşa koşa
gidiyor o programlara. Tabii düzenleyiciler de bu durumu bildiklerinden her
hafta en az bir program düzenliyorlar. Tüm bunlardan sonra bu işi ciddi bir
şekilde yapan ve verdikleri sertifikaların gerçekten bir geçerliliği olanlar bu
anlattıklarımdan muaflar tabii ki. Zira onların verdikleri eğitimler ve
sertifikalar bir ihtiyaca binaen veriliyor ve ücretleri de bir hayli yüksek.
Bu
yazıyı yazmama sebep olan olayda bir akrabamın bana böyle bir programa
katılacağını ballandırarak anlatmasıdır. Ama onun katılacağı paket program
olarak tabir edilen 8-10 farklı seminerin ve sertifikanın verileceği bir
program. Ücreti de sadece 80 TL (cik). Neden bu programa katılmak istediğini
sorduğumda bana verdiği cevap benim anlattıklarımın ne kadar doğru olduğunu
ortaya koyuyor. Aynen şöyle dedi: “İlerde belki lazım olur dursun bir kenarda.”
Bu sözü duyunca sinirlerim zıpladı derler ya aynen öyle oldu bana da. Yukarıda
yazdıklarımı ona da anlattım ve uzun çabalarım sonucunda vazgeçirmeyi başardım.
Çok mutluyum ve bu yaptığımdan hiç pişman değilim…
(NOT: Kulüpçülük yapan arkadaşlarım alınmasınlar yazdıklarımdan zira bunlar gerçek maalesef... Gerçekler acıdır her zaman...)
(NOT: Kulüpçülük yapan arkadaşlarım alınmasınlar yazdıklarımdan zira bunlar gerçek maalesef... Gerçekler acıdır her zaman...)
1 yorum:
Saygıdeğer İbrahim arkadaşım, öncelikle bu konu hakkında söylediklerine katılıyorum ve bu konunun diğer arkadaşlarında bilgilenmesi şart. Benim başımdan geçen olaylarda senin düşüncelerini destekleyecek nitelikte. Ben 3 adet sertifika aldım ve hiçbirine para vermedim bu çok güzel işin ilginç yanı ise seminerin 2008 yılında yapılmış olması , yani ben üniversiteyi kazanmadan 1 sene önce.Bu nasıl oluyor diyeceksin:Eğer semineri düzenleyen kulüp başkanı ev arkadaşın olursa ve aranızda iyi ise hiç sıkıntı çekmeden ve para harcamadan sertifika sahibi olabiliyorsun. Birde seminer sonunda sınav yapıyorlar ve ben sınav sorularını yetkili mecralardan aldığım gibi birkaç arkadaşa daha dağıtımına vesile oldum. Bu konuda övünmüyorum fakat böyle programların yapılmasını da doğru bulmuyorum çünkü amaçlarını yerine getiremediği gibi insanların bazı zaaflarını kullanarak onların mağdur olmalarına sebep oluyor.
Sonuç olarak çok güzel bir konuya değinmişsin ve büyük bir ihtimalle Türkiyenin hemen hemen her üniversitesinde bu düzen ne yazıkki var.
Teşekkür ediyorum.
Yorum Gönder