1 Mart 2011 Salı

“Kelt Kaplanı” İrlanda Nasıl Oldu da “PIGS ” Ülkelerinden Biri Haline Dönüştü?

“Kelt Kaplanı[1]” İrlanda Nasıl Oldu da “PIGS[2]” Ülkelerinden Biri Haline Dönüştü?
            İrlanda son dönemlerde hep krizle anılır oldu. Bundan 15-20 yıl evvelinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olan, kırdığı büyüme rekorları ile nam salan namı diğer “Kelt Kaplanı” İrlanda, şu günlerde ülkedeki işsizlik ve yoksullukla haber bültenlerinde yerini alıyor. Bu yazıda İrlanda’nın ekonomik olarak yükseldiği günlerden bugünlere gelişini irdeleyeceğiz.
ABD’de ortaya çıkan 2008 Mortgage Krizi’nin etkisiyle tüm dünyada büyük bir ekonomik bunalım yaşandı. Dünyanın ekonomik lokomotifi olan ABD’de ortaya çıkan kriz geriden gelen bütün dünyayı da etkisine aldı. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler 2008 ve 2009 yıllarında negatif büyüme oranlarıyla karşılaştılar. Bundan en çok nasibini alan ülkeler ise ABD ile ekonomik bağı en çok olan ülkeler oldu. Bunların başında da İrlanda gelmektedir.
Öncelikle İrlanda’ya tarihsel açıdan bakalım. 1900’lü yılların başlarında İngiltere’nin sömürgesi altında bulunan İrlanda, 1921 yılında yapılan anlaşma ile 32 eyaletten 26’sı bağımsızlığına kavuşmuştur. Geri kalan altı eyalet İngiltere’nin bir parçası olan Kuzey İrlanda’yı oluşturmuştur. Uzun yıllar bağımsızlık mücadelesi verilen ülkede, nüfusun büyük bölümü ABD’ye göç etmek durumunda kalmıştır. Bağımsızlığa kavuştuğunda ise ülke ekonomik olarak bitmiş durumdadır. İlk ekonomik politikalar içe dönük ve korumacı nitelikteydi. Yüksek gümrük tarifeleri ve yabancıların elinde olan sanayinin yasaklanarak devletin ekonomiye el atmasıyla ekonomik bağımsızlık da kazanılmaya çalışılmıştır[3]. 1950’li yıllara gelindiğinde geride kalan 30 yılda uygulanan kapalı ekonomi politikalarının bir işe yaramadığı görülmüş, ekonomi giderek durgunlaşmış ve dış ticarette de İngiltere ile sınırlı kalınmıştır. 1958 yılında Planlı ekonomiye geçiş ve ihracata dayalı ekonomi politikaları yürürlüğe konmaya başlanmıştır. İhracat potansiyeli yüksek olan sanayi dallarında dış yatırımlara sıcak bakılmaya başlanmış ve yeni yatırımcıların ihracattan elde ettikleri gelirlerin 15 yıl süreyle vergiden muaf tutulmalarını sağlamışlardır. İhracat için gerekli olan düşük maliyetli ithalat malları içinde gümrük tarifeleri düşürülmüştür. İrlanda ilk serbest ticaret anlaşmasını İngiltere ile imzalamış ve bu anlaşma İrlanda’yı, AB üyeliğine hazırlayan bir ara anlaşma niteliğinde olmuştur. 1973 yılında ise İngiltere ile birlikte AB’ne kabul edilmiştir. 1979 yılında Avrupa Para Birliği’ne dâhil olmuş ve para piyasaları gelişmeye başlamıştır.
İrlanda ekonomisinin rekorlar kırarak büyüdüğü yıllar 1990’dan sonra başlamaktadır. Özellikle 1998-2002 yılları arasında ortalama %8 oranında büyüme göstermiştir. Bu oran AB ve OECD ortalamasının yaklaşık 3 katından fazladır. Kriz öncesi 20 yıllık işsizlik oranlarına baktığımızda ise %14’ten, % 4’e gerilediğini görüyoruz. Bu başarıların arkasında çok önemli yapısal değişiklikler vardır. İrlanda’nın kalkınma dinamiğinin temel taşı yabancı sermayeyi ülkeye çekmek için uygun ortamı oluşturmalarıdır. Genç ve dinamik nüfusun iş gücü piyasasının gereklerini karşılayabilecek nitelikte yetişmesini sağlamışlardır. Ayrıca en önemli nokta da şudur ki ülkenin çıkarları için bütün kesimlerin işbirliği içerisinde olması ve bir Sosyal Ortaklık yaklaşımının benimsenmesidir.
                Bütün bu hususlara ek olarak da, tarih boyunca ABD’ye göç etmiş, bu ülkenin temellerini atmış, sayıları 50-70 milyon arasında olduğu söylenen İrlanda kökenli Amerikalıların rolünü eklemeliyiz. İrlanda’ya yapılan ABD yatırımlarında büyük payları oldukları açıktır.
                İrlanda’nın en büyük ekonomik partneri ABD’dir. İrlanda da faaliyet gösteren 580 ABD şirketi 100.000 kişiyi istihdam etmektedir. Bu rakam dolaylı istihdamla birlikte 200.000 kişiye ulaşmaktadır. İrlanda da faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin %60’ı ABD kökenlidir. ABD şirketleri İrlanda’ya yılda 2,4 milyar Euro vergi ödemekte, çalışanların maaşları ve ülke içindeki satın aldıkları mal ve hizmetler içinde 13 milyar Euro ödemektedir. İrlanda’nın ortalama 88 Milyar Euro düzeyindeki ihracatının yaklaşık 57 milyar Euro’luk kısmı ABD şirketlerince yapılmaktadır. İmalat sanayinde yapılan üretimin %85’i İhraç edilmektedir.
                Görüldüğü gibi dışa açık ve yabancı sermayeyle büyüyen İrlanda ekonomisi haliyle küresel dalgalanmalardan da nasibini alacaktır. 2007 sonunda yayınlanan bir IMF raporunda, ABD ekonomisi durgunluğa girdiğinde ticari ortakları içerisinde en çok etkilenecek ekonomi İrlanda ekonomisi olarak belirtilmektedir. Verilen rakamlar da çok ilginçtir. ABD’nin büyüme oranında yılda %1’lik düşüş, İrlanda’da %1,75 azalmaya neden olmaktadır. Aynı oran Euro bölgesi için %1,5, İngiltere için %0,25’tir.
                Uzun yıllar yüksek büyüme oranları yakalayan İrlanda 2000’lerden sonra artık durgunlaşmaya başlamıştır.[4] İrlanda da ekonomik düşüş 2007 yılında İrlanda Borsası ISEQ’nun %26 değer kaybetmesiyle gün yüzüne çıkmıştır. Bu oranla AB içerisinde en kötü performans gösteren ülke olmuştur. Değer bazında da 26 milyar Euro’luk bir kayıp olmuştur.
                2008 Küresel Finans Krizi’nin ABD’de çıkış noktasıyla İrlanda’da çıkış noktası aynıdır. İkisinde de çöken emlak piyasası ile bu piyasanın ikiz kardeşi finans piyasasının alt üst olması sonucunda kriz ortaya çıkmıştır. Ekonomik gelişmeyle birlikte finans piyasalarında oluşan serbestlik kredi koşullarını kolaylaştırmıştır. Bunun sonucunda gayrimenkul ve inşaat sektörüne yönelişler artmıştır. Böylece konut fiyatları aşırı artmaya başlamış ve inşaat şirketlerinin borsadaki hisse değerleri de aşırı değerli hale gelmiştir. ABD krizinin tetiklemesiyle bu borsa da yatırım yapan yabancılar paralarını çekmişler ve borsa tepetaklak olmuştur. Kredi ve para temininin daha maliyetli ve zor hale gelmesi ile şirketlerin ekonomik faaliyetlerini yavaşlatmaları ve istihdam daraltıcı tedbirler almaları reel sektöre olumsuz yansımıştır.
                İrlanda’nın 2009 görünümüne baktığımızda vahim durum ortaya çıkmaktadır. Bütçe açığı, Milli Gelirin %14’ü oranındadır.[5] İrlanda’nın toplam borcu 700 milyar dolardan fazladır. Büyüme hızı eksi %7,6’dır. 2009 işsizlik oranları %12 seviyesindedir.[6]
                İlk önce Yunanistan için açıklanan kurtarma paketi yakın zamanda İrlanda için de açıklanmıştır. Yaklaşık 85 milyar Euro’luk bir destek söz konusudur. Bu meblağı bankacılık sermayesinin yeniden yapılandırılmasında ve kamu maliyesinin fonlanmasında kullanabilecektir. İrlanda önceleri bu yardımı istememesine karşın birazda zorla almak durumunda kalmıştır. Çünkü İrlanda bankalarının borçlarının büyük kısmı Avrupa bankalarınadır. Avrupa ülkeleri bu borcu birazda kendilerini kurtarmak amacıyla zorla vermişlerdir. Bu sayede kendi bankalarını da iflastan kurtarmış olacaklardır.
Yararlanılan Kaynaklar:
  • -        İrlanda ekonomisi ve küresel ekonomik kriz – Mustafa Özcan, T.C. Dışişleri Bakanlığı Ekonomik Sorunlar Dergisi Sayı 29
  • -        İrlanda Nasıl Çöktü? – Murat Yülek, Zaman Gazetesi, 28 Kasım 2010
  • -        İrlanda Niye Çöktü? – Metin Ercan, Radikal Gazetesi,  25 Kasım 2010
  • -        Krizlerin Nedenleri – Mahfi Eğilmez, Radikal Gazetesi, 28 Eylül 2010


[1]  Ekonomik olarak rekorlar kırdığı zamanlarda İrlanda’ya verilen, Asya ekonomilerinin de yükselişte olduğu bir zamanda Asya Kaplanları ile özdeşleştirilen deyim.
[2] PIGS: Ekonomik açıdan ciddi risk taşıyan, sürekli borç yükü altında yaşayan, Portugal (Portekiz), Ireland (İrlanda), Greece (Yunanistan) ve Spain (İspanya) ülkelerinin baş harflerinden oluşan, uluslararası yatırımcıların ve akademisyenlerin kullandığı bir kısaltmadır.
[3] İrlanda’nın bu durumu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılları ile benzerdir.
[4] Üniversitelerde okutulan Büyüme ve Gelişme derslerinde, ekonomilerin yüksek büyüme oranlarından sonra bir durağan duruma yani zirve noktaya ulaşmaları beklenir.
[5] Maastricht Kriterlerine göre bu oran %3’ü geçmemelidir.
[6] Bu oranın 2010 sonunda %14’e çıkması beklenmektedir.

Hiç yorum yok: